5 Aralık 2007 Çarşamba

"Yenilik" ne kadar da zormuş?

Bu dönem benim en yoğun olduğum dönemlerden biri, inşallah önce sağlıklı daha sonrada iyi notlar ve kazanımlarla bitirebilirim. Bu dönem aldığım derslerden biri olan cet341 (Instructional Design) dersinde bizden bir konu seçmemiz ve bu konuyu öğreten bir eğitsel tasarım yapmamız isteniyor. Eğitsel tasarımdan kasıt "tutorial tarzında olmayan" bir flash yazılımı. Tamam bir şekilde konuyu seçtim ama bir türlü yapıcı ve öğrenciyi içine alacak bir hikaye bulamadım. Hikaye uydurmada problem yok, çok kötü de olsa bir şeyler uydurabiliyorum. Temel problem bu hikayede öğrenci neleri değiştirecek ve hangi kavramları ilişkilendirecek, bunu hikayenin bir yerine yerleştiremiyorum. Aynı yenilikçi fikirler bulma sorununu cet201 dersinde de yaşamıştım. Yenilikçi bir şeyler yapmanın hayatta ki en zor şeylerden biri olduğunu kavradım. Artık sanatçılara farklı gözle bakıyorum. Adamlar uyduruyor ama anlamlı, kendi içinde tutarlılığı olan eserler çıkıyor.

bahsettiğim yoğunluktan dolayı bu aralar çok sık yazamıyorum. Zaten bu yazılar iyice günlük gibi olmaya başladı. Aslında teknik olarak ne yazılır nasıl yazılır bunları bilmiyorum.

Aklıma bazen yapabileceğim projeler geliyor zaten hiçbirini yapamıyorum ya neyse en azından burada kayıt altında tutsam mı? Benden başka ziyaretçi yok zaten. Ben yaymak istemiyorum biraz çekiniyorum galiba. Yoksa mailimin altına koysam bir iki giren olur heralde merak edip.

Hazır bir girdi yazıyorken aklıma ne geliyorsa yazıyorum. Burada nasıl yazmalıyım. Eğer dilbilgisi yanlış oldu yok bu kelime burada yabancı durdu falan gibi kaygılar güdersem, sanki blog yazmanın rahatlığından uzaklaşıyor gibi hissediyorum. Genelde düzgün yazma takıntım vardır ama yavaş yavaş işlevsellik ön plana çıkıyor gibi. Amaç iletişimse ve aklımda aktığı gibi yazdığımda da iletişim gerçekleşiyorsa niye kendimi dizginleyeyim. Bu yazıyla ve bundan sonaki yazılarımda daha ihtiyari (spontaneous) yazılar olabilir.

Kötü Türkçem yavaş yavaş kendini göstermeye başlıyor. Bunun bir sebebi de belki bu aralar çok fazla devrik cümle kuran bir yazarın kitabını okumam olabilir.

27 Ekim 2007 Cumartesi

Bilge Adam Nedir?

Geçtiğimiz dönem sonu BilgeAdam kurumsaldan kariyer günleri gibi bir aktivite teklifi almıştık. Tabi hemen heyecanla kabul ettik. Richmond otelde geçen yaz bize bilgeadam kurumsal hakkında sunum yaptılar. Biz derken 2. , 3. ve 4. sınıf CET(computer education and educational technology) öğrencilerini kastediyorum. Tabi bu organizasyon BuelC altında gerçekleştirildi. Sunumdan hepimiz memnun kaldık. Bize bir sürü staj seçenekleri sundular. Sonra bu dönem başı BilgeAdam'da staj yapmış bir arkadaşla konuştum. Bana stajının kötü geçtiğini söyledi. Kendilerinden az parayla en üst seviyede çalışma bekliyorlarmış. Çalışma ortamında samimiyet yokmuş. Söylediğine göre kendini hiç oranın bir çalışanı olarak görmemiş yani bir türlü benimseyememiş. Neyse bu noktadan hareketle, ben bize yapılan sunum sonucunda BilgeAdam'ın iyi bir tercih olabileceğini düşünüyordum ama bu olaylardan sonra BilgeAdam'dan ciddi anlamda soğudum.

4 Ekim 2007 Perşembe

Boğaziçi Üniversitesi Lisans Sunucusuna Bağlanma

Geçen seneden beri bizim okulda bir lisans sunucusu muhabbeti dönüyordu. Lisans sunucusu okulun özel anlaşmayla lisansını aldığı yazılımları personele sunması için kurulmuş bir sunucu. Bu yazılımlardan en fazla Microsoft yazılımları bulunuyor. Özellikle işletim sistemleri ve ofis yazılımları en önemlileri. Normalde öğrenci kullanımına açık olmadığı için bir kaç ayar yapmak gerekiyor. En önemli ayar tabi bu win xp kullanıcıları için geçerli wins sunucu eklemek bunu zaten okulun bim bölümü sitesinde belirtmiş. Ben ilk denememde okulun kütüphanesinden wireless la baplanarak erişmiştim ama bim de kablolu ağda denedim olmadı. O zaman bölüm(cet) labına çıktım ve orada şu ayarları yaptım. Önce elle şu değerleri giriyoruz.


Tabi bu ekrana nasıl geleceğinizi biliyor kabul ediyorum.
Daha sonra wins sunucusu ekliyoruz onu da yukarıdaki resimdeki görünün gelişmiş düğmesine basarak ekleyeceğiz. O düğmeye basınca açılan pencereden yeni wins sunucusu ekle düğmesine basıyoruz ve resimde görünen ayarları giriyoruz.

Bu ayarlar şu an için cet bölümü labında benim labtop ımda denenmiştir. okulun farklı alanlarında çalışır mı veya hangi ayarların yapılması gerekmektedir. Onu ancak deneyince öğrenebiliriz. Sesli çalışma salonunda hangi acces point di tam hatırlayamıyorum ama wireless ağa sadece wins sunucusu ekleyerek lisans sunucusuna girmiştim. Diğer tcp/ip ve dns ayarları otomatik ayarlıydı.

Tabi tüm bu bağlantı ayarlarından sonra başlattan çalıştıra "\\license" yazıp enter tuşuna basıyoruz. Eper bağlnatı ayarlarımız çalışıyorsa bizden kullanıcı adı ve sifre isteyecek. Kullanıcı adı olarak "bounlicense" yazıyoruz başka bir şey girmeden enter tuşuna basıyoruz ve lisans sunucusuna erişimimiz tamamlanmış oluyor.

30 Eylül 2007 Pazar

Yeni Dönem

Geçtiğimiz hafta ayın 24'ü itibariyle benim için yeni öğretim dönemi başlamış bulundu. Farkındayım ki blog yazılarımın sıklığı ilk başladığım zamana göre çok seyrekleşti. Ne yazıkki ilk zamanlardaki şevkimi kaybetttim artık. Herneyse. Bu dönem cet(böte) de 3.sınıfa başladım. Geçen 2 yıl pek doyurucu olmadı en azından ben öyle hissediyorum. Sanki oyaladılar beni veya ben kendimi oyaladım. Bu dönem bilgisayar dersleri açısından zengin geçecek. C#, SQL, html/css, java ve flash dersleri alıyorum. Aslında hep olmak istediğim bir dönemdeyim ama motivasyonum pek de üst düzeyde değil. Yazılarımda galiba kendime yönelik tahlilleri biraz az yapmam lazım. Bu yazıları bir içsel konuşmamı sanıyorum ne. Bak bunlarda da tahlil havası var.

Bu blog un tasarımını değiştirmek istiyordum ama yapmak istediğim aslında yapmak istediğim değilde yapmayı düşündüğüm birçok çalışma gibi onu da kafamın örümcek ağlarıyla kaplı alanına attım. Ne yapalım bende böyle bir adamım işte Allah islah etsin. İnşallah fazla ara vermem blog yazmaya, özellikle teknik içerikli yazmak istiyorum. Belki ödevlerimi ve projelerimi burada yayınlayabilirim çünkü ödevlerimi ve projelerimi önemserim, ayrıca bir İngilizce hocam vardı "sharing is fun" derdi.

30 Temmuz 2007 Pazartesi

Kaybolmuşum!

Uzun süredir blog yazamıyordum. Aslında yazamıyordumdan çok internet bağlantım olmadığı için bloğumdanda uzaklaşmışım. Piraziz'in güneyköyünde internet ne arar. Yazmadığım bu sürede bir tatile göre yoğun günler geçirdim. Ablam evlendi, kuzenlerimle sürekli geziyoruz, fındık bahçelerinin temizlenmesi gerekiyor, 2 hafta içindede fındık toplamaya başlayacağız. Düğün olayı başlı başına bir olay. Nasıl bir sosyolojik bir olaydır ki insan evlenecem diye kendini parçalar. Bu arada erec'e yapmam gereken siteyi tembelliğimden dolayı bir türlü başlayamadığım için siteyi başka bir arkadaş yapıyor. Neyse bu tembelliği üzerimden nasıl atacağım bilmiyorum.

1 Temmuz 2007 Pazar

ASP .NET Web Application Solution Template

Geçenlerde staj yaptığım yerdeki projeyi ki bu bir ASP .NET web application projesi kendi bilgisayarıma taşıyayım dedim. Tüm proje klasörünü bilgisayarıma kopyaladım. Projeyi açtığımda VS .net 2005 bana "Kurulumunuz bu proje template ni açamıyor" gibi bir hata mesajı verdi. Google da kısa bir araştırmadan sonra iki tane kurlum yapmam gerektiğini anladım. Önce bu (VS80-KB915364-X86-ENU) update paketini kuruyoruz sonrada bu (WebApplicationProjectSetup.msi) linkde ki web application setup ını kuruyoruz. Artık ASP.NET web application projesi oluşturabiliyor ve mevcut projeleri açabiliyorum.
Görünen o ki blogda artık bir de .NET olacak.

23 Haziran 2007 Cumartesi

Prison Break ve Gerçekler

Bir kaç gündür şu meşhur dizi furyalarından birine kapıldım. Prison Break izliyorum. Uzun süre izledikçe insan dizilerdeki karakterleri ve olayları içselleştiriyor. Bunun sonucu olarakta o olaylara gerçekmiş gibi bakıyor. Bu olayların gerçek olduğunu düşünmekte pek de haksız sayılmayız. Özellikle Türkiye'de son zamanlarda yaşanan hatta dünya tarihinde yaşanan suikast ve katliamları düşündüğümüzde bu olayların gerçeğe ne kadar da yakın oldukları ortaya çıkıyor. Bu dizi dünya da yaşanan olaylar hakkında ufkumuzu açabilir.

Peki ya zararları; az biraz paranoyaktım, şimdi tam paronayaklığa doğru gidiyorum. Ne zaman yüksek ses duysam bomba patladı sanıyorum. Düğünlerde patlatılan silahlarda birisi vuruldu sanıyorum. Aslında medyada, sağda solda duyduğum herşeyi bir gün başıma gelecekmiş sanıyorum. Pek de haksız sayılmam olay sayısını kişi sayısına böldüğümüzde herhangi birimizin başına gelme olasılığı çok yüksek.

En acısıda en sevdiğiniz kişilerin, anneniz, babanızın, babannenizin, dedenizin bir gün öleceğini düşünmek. Ha önce kimin öleceği de kesin değil belki hepsinden önce biz öleceğiz. Ama tek kesin olan şey var o da ölüm. Böyle düşünerek sevdiklerimin ölümüne belki daha hazırlıklı olabilirim...

Uzun bir aradan sonra böyle karamsar bir yazı yazmak pek iyi olmadı ama ne yapayım kafamın içindekiler bunlar.

10 Haziran 2007 Pazar

Finaller Bitti...

Allah'a şükür finalleri kazasız belasız atlatabildim. Ama benim işler yeni başlıyor. Salı günüm staja başlıyorum. Stajım asp .net ve microsoft SQL server üzerine olacak. Aslında open source bir projede staj yapmak isterdim ama nerde Türkiye'de öyle open source proje. Neyse artık amaç bir şeyler öğrenmek ve bir proje geliştirme ortamında bulunmak. Ayrıca Erec'e yeni site yapacam bu daha da önemli. Bakalım nasıl bir şey çıkacak. Benim ilk profesyonel web sayfası deneyimim olacak.


30 Mayıs 2007 Çarşamba

Compiz Kurulumu

Yaklaşık iki haftadır compiz kurmaya çalışıyorum. Pardus işletim sistemime Compiz kurmak istiyorum çünkü pencere yöneticisinin görüntüsünü beğenmiyorum. Beryl kurdum, biraz çalıştıktan sonra sistemimi kilitliyordu. Hatta şu an çalışmıyor bile. Kaynak koddan program nasıl kurulduğunu bilmediğim için nette bir kaç yazı buldum onları kurcaladım biraz bilgi sahibi olduktan sonra compiz'i indirdim ve denedim. Önce ./configure komutunu denedim ama "gconf-2.0" bulunamadı dedi. Bende 1 hafta falan o halde bıraktım sonra pardus deposuna paktım öyle bir paket yok. Nasıl kuracağımı bilmiyorum. Nette arattırdım aynı isimle karışık kuruşuk sayfalar çıktı benim de şevkim kırılmıştı zaten. Neyse ara ara deniyorum. INSTALL belgesini falan okuyorum. Bakalım başarabilecek miyim?

Bizim Pardus geliştiricisi Fatih'e sordum onun kurulumu sorunlu dedi. Ne yapalım uğraşacağız artık.

Ayrıca şu an final haftasında olduğumuz için çok yoğunum. Blogspot'a kendi template imi nasıl kuracağım biraz onu araştırıyorum. Dün Erec başkanını seçtik bende sayman oldum. Bir de sevmediğim ED262(Education) projesi var tabi. Şu proje bitse gayet rahatlayacam.

27 Mayıs 2007 Pazar

Yanlış Kuram

Geçtiğimiz haftadan beri Linus'un kitabı "yalnızca eğlenmek için" (Just for Fun) isimli kitabı okuyordum. Linus'un Linux'u geliştirme ile ilgili tutkularını daha önce Benim Bir Kuramım var başlıklı yazıda yazmıştım ama kitabın sonuna doğru hayat görüşü olarak pek de hoşuma gitmeyen birisi olduğuna karar verdim. Aslında bir bakıma kitabın içindeki dışarıdan eklenmiş gazete yazısını doğrulayacak yönde ilerlediğini düşünmeye başladım. Ayrıca bir kaç Linux dağıtımı hissesinin halka arzından kazandığı paradan bahsederken, farkettim ki Linus içinde hayatın gerçekleri ağır basıyor. Para bize hükmedemese de bizim ona ihtiyacımız var.

23 Mayıs 2007 Çarşamba

Benim Bir Kuramım Var



Herkesin bir kuramı vardır. Evet, bunu destekleyecek bir sürü kişi çıkacağını düşünüyorum. Herkes hayatla ilgili bir sürü kuram oluşturmuştur. Bende bunlardan birini paylaşmak istiyorum.

Kuram: "Dünyada iki tip insan vardır. Birincisi, Bill Gates tipi insanlar, diğeri Linus Torvalds tipi insanlar."

Biliyorum. Bu biraz basit gibi görünecek ama bunu bir arkadaşımın hayatla ilgili düşüncelerini kalımdan geçirirken fark ettim. O iş seçiminde paraya önem vermek gerektiğini savunuyordu. Bense iş seçiminde kendi geliştirebileceğim, ispatlayacağım veya insanlara bir katkı sağlayabileceğim bir işte çalışmayı önemsiyorum. Evet. Arkadaşım gibi düşünenler Bill Gates, benim gibi düşünenler ise linus Torvalds tipi insan oluyor.

:)

22 Mayıs 2007 Salı

Erec Yönetim Kurulu Seçimleri

Bugün çok ilginç bir olay oldu. Sadece 3-5 arası 2 saat dersim vardı. Bunun için saat 3 gibi kuzeye doğru giderken Oğuz Ak'ı gördüm. Bana bugün Erec seçimleri olduğunu söyledi. Ben oylamaya geleceğimi söyledim. Sonra Murat Şahin'in aday olmadığını söyledi ve bana aday olup olmayacağımı sordu. Ben aslında kararımı aday olmamak diye vermiştim. Ama tam o bana bu teklifi yaparken Abdullah Taha oradaydı. Ve bana girmemin iyi olacağı yönünde telkinde bulundu. Tam derse giderken ve seçimlere 1 saat kala aday olacağımı Oğuz Ak'a söyledi. Böylece aday oldum. Aday olunca bir de adaylık konuşması gerekiyormuş. Bende kıvrak zekalı olduğumu sandığım için doğaçlama bir şeyler konuşabileceğimi sanıyordum ama çok heyecanlanmıştım. Çıktım ve söylediklerim sadece bunlar: "Merhaba arkadaşlar ben Okan Aşık Bilgisayar Öğretmenliği 2.sınıf öğrencisiyim. İki senedir Buelc'te çalışıyorum. Ayrıca gelecek sene erec sitesini ben yöneteceğim. (hızlıca) Oylarınızı bekliyorum" Evet tüm konuşmam bu herkes güldü. Bu kadar hızlı ve boş konuşmadan sonra nasıl seçildim anlamadım. Küçük bir lobim vardı ama bu kadar büyük bir başarı beklemiyordum. 11 kişi arasından 5. en iyi oyla seçildim. Bunun nedenlerinden biri bu kısa konuşmam sempatik görünmüş olabilir veya ismim(Okan Aşık) sempatik görünmüştür.

16 Mayıs 2007 Çarşamba

Ah Şu Atalet...

Bu dönem öğrenmeyi çok istediğim C++ dersini alıyorum. Dönem başı sanki başıma gelecekleri biliyormuş gibi C++ dersini bilgisayar mühendisleriyle birlikte almak istedim. Bu amaçla dersin hocasına bir iki mail attım. Maillerime cevap alamadım ki attığım akademik maillere cevap alamamk en uyuz olduğum şeylerdendir. Neyse ilk dersine gidip orada kendisinden izin (okuldaki tabirle consent istedim) bana C++ 'ı kendi bölümü için açılmış olan dersten almam gerektiğini söyledi. O an kendisine çok sinirlenmiştim. Bizim bölüme veren hocayı ve asistanı görünce kızgınlığım bir kat daha arttı. Aslında bana izin vermeyen hoca gayet kariyerli ve robotlar üzerine çalışan saygın bir kişi. Böyle bir isteği bir hoca niye reddeder hiç anlamıyorum. Tek amacım C++ ı daha derinlemesine öğrenmekti. Neyse, mecburen bizim bölüm için açılan dersten aldım. Dersi alan adam ve asistanı çok üşengeç çıktı verilen ödevler baştan sağma. İlk ödev verdiğinde, ödevde bir yanlışlık yapmışlar, mail attım acaba bu ödevde bir yanlışlık olabilir mi diye. Hoca ödev teslim günü 2 saat kala bana mail atmış o saatte de dersimiz var. Derste anlatacakmış. Derse gittim derste evet bir yanlışlık varmış dedi. Bazı kısımları iptal etti. İkinci ödevi de bir sonraki derste 2 dakika düşündü bir şeyler yaptı haa dedi ikinci ödevinizde şu olsun dedi. Abi kafayı yiyecem bu kadar önesidiğim bir derse tam dersi hiç önemsemeyen bir hoca. Yine kendi çabalarıma kaldı. Boğaziçinde bilgisayar mühendisliğinde bile böyle hocalar var.. Ooohh
Bunu girdi bayağı vakti geçmiş bir girdi oldu ama yazmasam içimde uhde olarak kalacaktı.

Webmaster

Artık EREC kulubünün webmasterlığını ben yapacağım. Aslında webmasterlık konusunda hiçbir fikrim yok ama problemlerle karşılaşarak öğreneceğim. Birazdan siteye ilk güncellememi yapacağım. Şimdilik ftp ile ilgili ufak problemlerim var ama çözebileceğimi düşünüyorum. Arkadaşımdan aldığım cuteFtp pro programını kullanacaktım ama çalıştıramadım. Analayamadığım bir hata veriyordu. Ben hemen smartFTP yi indirdim. Bağlanıyor ama bir türlü dizinlere ulaşamadım.

6 Mayıs 2007 Pazar

Tatildeydim...

Geçtiğimiz hafta Boğaziçi'ne bir haftalık bahar tatili vardı. Bende bu tatilde ilk defa eve (Giresun) gittim. Gayet yorucu bir otobüs yolculuğundan sonra Piraziz'e vardım ve babamın gelip beni alması için bekledim. Piraziz'i çok seviyorum sadece ailem orada olduğu için sessiz sakin ve insanlarının çoğunu tanıdığım için bana güven veriyor. Tatile çıkarken yine kitapsız çıkmadım ve yanıma 4 tane kitap aldım. Bu sıralar Linux'la ilgilendiğim içim Alfa yayınlarından Linux işletim sistemleri, chem 104 dersi çalışırım diye kocaman general chemistry kitabı, programcılığın ve algoritmaların temelini iyi anlamak için Programming-Challenges ve Data structures and Algorithm Analysis in C++ kitabı. Bunlardan en çok Linux kitabını okudum ama kitabı pek beğenmedim fazla detaya girmiyor sadece şu şudur diyor ve en basitinden bir örnek vererek geçiştiriyor. Genel fikir edinmek için iyi bir kitap sayılır. Programming-Challenges kitabından (3n+1) problemini çözmeye çalıştım çok fazla vaktimi aldı ama başarılı olamadım. Etkili bir algoritma bulamadım ve bulduğum en basit çözümde de anlayamadığım bir hata çıktı. Aslında kitap da verilen girdilere göre doğru çıktı veriyordu ama çözümü www.programming-challenges.com adresinde deneyince hatalı olduğu ortaya çıktı. Neyse programlama, algoritma ve Linux alanında ilerlemek istiyorum. Ama yolun çok başındayım. Yolun uzunluğu açısından çok başındayım ama yaş olarak geç kaldığım bariz. Bunu yazıyı yazarken bu hafta içindeki 4 ödevi ve dönem projesini ne yapacağımı kara kara düşünüyorum...

18 Nisan 2007 Çarşamba

Bilgisayarla Nasıl Çalışılır?

Uzun zamandır bilgisayarla haşır neşirim ama bilgisayarda benden bir şeyler yapmam istendiğinde niçin hiçbir şey yapamıyorum? İstenmesine gerek yok bazen kendimi geliştirmek, bir şeyler öğrenmek adına uğraşmak istesem bile aynı durumla karşılaşıyorum. Burada istenen şeylerden kastım ödev, proje, araştırma vb. Ne zaman bir şeyler yapmaya niyetlensem bilgisayarın başından kalkarken hiçbirşey yapmadığımı ve nette veya bilgisayarın içinde kaybolduğumu hissediyorum. Tabi bilgisayarın başından kalkarken zihni yorgunluk ve bir çok şeyle uğraşmış ama hiçbir şeyle uğraşmamışlık hissi de cabası. Bu konuda tek olmadığını biliyorum böyle daha bir çok bilgisayar kullanıcısı olduğu muhakkak. Aslında bu tuzağa düşmeyen kişlerin çok dirayetli olamsı lazım veya internet bağlantısının olmaması lazım. Tarayıcıyı bir maile bakacam diye açtıktan sonra iş tümüyle kontrolden çıkıyor. Benim için en iyi çözüm heralde nette işim yoksa bağlantıyı kesmek veya başka birisinin kesmesini sağlamak :)